Ana içeriğe atla

KARANLIĞA AİT O IŞIK

 Sanma ki görkem yoktur ışlıklarda… Her görkemi karanlıkta arar insan tutkulu , ve.. bir güzel iç çekimlik heyecan ile ama asıl görkem ışıkta gizlidir onun yanıp arada bir dalgalanır gibi yapınca gözleri yakışı .. Bu bu bile bir görkemdir aslında  … 
   
     Şöyle bir durum vardur aslında genelde  aydınlıkken bir mum düşünürseniz göremesiniz  o      görkemi size verdiği o anlık tadı hissedemezsiniz. Karanlık olduğunda bir mum yakın ve o mumun dalgalanışına bir konsantre olun bakalım. Oysa ki ne kdar anlam yüklü ve anlamı çözmek ne kadar da görkemli olacaktır göreceksiniz. Düşüncelerinizi bile okuyabilir bilirmisiniz bir mum nasıl mı gerginsaniz ve dikkatli bakıyorsanız muma( ışığa) size yansıtacağı tepkl,ler vardır. Mum yanışına göre dalgalanır; fakat yoğunlasırsan  ışığa hislerinle hareket etmeye başlar ve  işte heyecan , tutku , rahatlama ve hissediliş o an başlar mutluluk.
 Görkem; duyulduğunda ve yahut yazıldığında sanki acının ve bir sıkılışın temsilidir gibi gelebilir ama aslında ; görkem kelimesinde bir çekicilik , tutku ve heyecan saklıdır açıkcası ve asıl tutku karanlıktan doğan ışığa aittir. Işık sen isen karanlıkta görkemin ; heyecanının ve tutkunun adresi oalcaktır.
 Karanlığa bir mum  yakarak mutluluğu düşleyebilirsiniz. Mutluluk sizseniz mutluluğu aşılamak isteyenler bizleriz. Daima mutlu kalın. Unutmayın karanlığa ait her ışık sizi görkeme boğup mutluluğa eriştirecektir.
                                                                                            ECEM YILDIZ
                                                                                   14/11/2010

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SONBAHARDA AÇAN ÇİÇEK

Her deminde koku var mevsimlerin, her anında bir hatırası var gelişlerinin mutlak bir değer de ölçüşüyorlar birbirleriyle. O kadar masum ki her mevsim; öbürlerinden ayrı; farklı bir havası var hepsinin, tek tek baktığında mevsımlere ve tadını çıkarıdığında anlıyorsun bu farklılığı. Hepsinin tenine dokunuyorsun aslında   her gelişlerinde. Kimisinin vakti geldiğinde, açtığı çiçek mesela… Hepsinin Farkılı bir hissi vardır akıllarda; verdiği koku, akıllarda kalan o güzelliği ve dört mevsimde de burnumuzda hissetiğimiz o güzel mis kokuları… Ne güzel değil mi hatırlamak, anımsamak bu güzellikleri… Küçük şeylerden mutluluk duymak ve tadına varıncaya kadar hissetmek o mutluluğu ve bir an olsun o mutluluktan uzaklaşmamak.      Öyle bir oluyor ki insan; tadı damağında kalacak güzellikler sunuyor hayat sana… mutluluk doluyorsun birden, huzura eriyorsun. Mesela ilkbahar ; her ilkbaharın gelişinde açar bazı çiçekler; gül,papatya,zambak,menekşe…. Peki ya   yazın; ilkbahar da   açan çiçeklerin hala s

DENİZ

Çarşaf gibi uzanan saçlarını hatırlatırdı sakin ve durulmuş deniz. Rüzgarın esintisi ulaştırırdı mis kokunu teninden usulca bana esen... " Gece Düşünürü"

YIPRANMIŞ AŞKLAR

Sıkıntılı yılların verdiği bir birliktelik ile ummadığın yerden gelen ses  Sessizce bir çırpınışın gizemi ile uyanırsın sabaha ve ..  Ve yine aynı kavga ve yine aynı çırpınış içinde uyanmak sabaha.  Ne acıdır aslında.. … Anlatmak istediklerini doğru bir şekilde ifade edememek sevdiğine, Anlaşılamamak gün geçtikce içten içe acı çekerek Geleceğe dair umutsuzca yola çıkmak Bir nevi verilen sözlerin arkasında kalamama.. … Nelerin getireceğini bilmeden hayatın ortasına olta atmış Beklemekten başka bir şey değildir yıpranmışlık Sadece aval aval bakmak çoğu zaman.. Kendini anlatamamak… …  Duygusal bağların git gide kopması şimdi.  Ellerin kelepçelenmiş .. ne farkı varki?  Konuşamamaktan anlatıp da anlaşılmamanın….  Ne kadar dil döksende , ne kadar karamsarlığa düşssende  Anlaşılabilmek için yıpranmıştır aşk…        Kıvranarak daha nereye kadar sürdürebilirsin , zamanını çalmaktan başka bişey değildir ; yıpranırken bir ilişkiyi ayakta tutabilmek