Ana içeriğe atla

KAR’A ÖZLEM

Özlemini duyduğum o kar yağmıyor şimdi
Şubat’ın son haftasında oynadığım kar ‘ın
Ahenk uyandırışı kalmış sadece aklımda
Göz alıcı beyazlık yok artık etrafta

Farklı iklimlerin içerisinde kalmak
Çoğu zaman eksiklik katıyor hayatıma
Oysa daha on beşimdeyken ben
Ne kardan adamlar , ne kar topları yapardım

Her yer cıvıl cıvıl çocuk sesleri ile doluydu
Memleketin o soğuk gecelerde  verdiği
Sıcacık duygu bambaşkaymış oysa…


Kış mevsimini fazla yaşamayan yerdeyim şimdi
Taa.. on yedimde gelmişim
Eksikliğini keşfettiğim kar’ın
Yokluğu farkediliyor, yaşayışımda

Önceleri bulutların yağdırışı kar’ı
İzlettirişi ,ve mana bulmak
Yere dökülen her kar tanesinde
Cama baktığında, buğulanan bir düş

Elini attığında; tertemiz bir sayfa
Tadamıyorum bunları şimdi
Eksiklik var yaşamımda sanki
Buğulu bir cama sevdiğinin adını yazmak misali

Ya da arkdaşına şakacık yapmak için
Atılan bir kar topu ; özlemim şimdi
Kıbrıs’ın bende eksikliğini hissettiğim yanı
Özlemini duyduğum yağmayan o kar’ı
                     
-          yağmaz belki dolucana Kıbrıs’ta kar –
-          ya da tutmaz belki yollar bembeyaz düş –
-          ama ama yine de yağ biraz, essin kar rüzgarı –
-          kuralım hayallerimizi ,        -
-          her kar tanesinin düşüsünü anlamlandıralım kendimizce –



                                                                                               ECEM YILDIZ
                                                                                                27/11/2010           

Yorumlar

  1. Kara duyduğumuz özlem hiç bitmeyecek malesef!
    Doyumsuzluk hat safada olursa eğer daha da bitmeyecek.
    Kar bizim çocukluğumuzda bile bir değer taşırdı.Bana sorarsan kar...zamanın hoş durduğu anladığım tek doğa olayı

    YanıtlaSil
  2. harika bir açıklama yapmışsın canım benım guzel bir acıklama ;) teşekkür ederim kardeşim...:)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

SONBAHARDA AÇAN ÇİÇEK

Her deminde koku var mevsimlerin, her anında bir hatırası var gelişlerinin mutlak bir değer de ölçüşüyorlar birbirleriyle. O kadar masum ki her mevsim; öbürlerinden ayrı; farklı bir havası var hepsinin, tek tek baktığında mevsımlere ve tadını çıkarıdığında anlıyorsun bu farklılığı. Hepsinin tenine dokunuyorsun aslında   her gelişlerinde. Kimisinin vakti geldiğinde, açtığı çiçek mesela… Hepsinin Farkılı bir hissi vardır akıllarda; verdiği koku, akıllarda kalan o güzelliği ve dört mevsimde de burnumuzda hissetiğimiz o güzel mis kokuları… Ne güzel değil mi hatırlamak, anımsamak bu güzellikleri… Küçük şeylerden mutluluk duymak ve tadına varıncaya kadar hissetmek o mutluluğu ve bir an olsun o mutluluktan uzaklaşmamak.      Öyle bir oluyor ki insan; tadı damağında kalacak güzellikler sunuyor hayat sana… mutluluk doluyorsun birden, huzura eriyorsun. Mesela ilkbahar ; her ilkbaharın gelişinde açar bazı çiçekler; gül,papatya,zambak,menekşe…. Peki ya   yazın; ilkbahar da   açan çiçeklerin hala s

DENİZ

Çarşaf gibi uzanan saçlarını hatırlatırdı sakin ve durulmuş deniz. Rüzgarın esintisi ulaştırırdı mis kokunu teninden usulca bana esen... " Gece Düşünürü"

HAYRANLIK

Önce adı konuştu benimle beni bilmezken hiç Sonra bedeni selamladı kalabalıkta beni farketmezken hiç... Selamladım kendisi Gözlerine baktım. Ela ve zaman zaman yeşile çalan gözlerine.. tebessümü hoş, neşesi güne galip bir kadının sıcaklığı kokusu her yeri sarmış sıcaklığıyla sanki Enerjisi huzur yayan bir kadından bahsediyorum Gülüşü kahkahanın desibelinden öteki sokaklara yayılan bir ritmi var dans edasıyla, bakıp bakıp yüzünün kıvrımlarına sarılmalarımın geldiği bir kadından bahsediyorum. Doyamıyorum.