Ana içeriğe atla

İÇTEN İÇE SAMİMİYET

Klavyenin beni bekleyişi...

Sahte yazılarla , sahte düşüncelerle dokunmadığım klavyemin beni çağrışı , bana seslenişi bir başka bu akşam …
 Öyle arzulu ki seslenişi ; yaz gerçekleri diyor , sahte değilsin , doğrulara bezenmiş tek gerçeksin diyor. Bak sen!! Kendimce diyorum ki ; sen, sen mi çağrıyorsun beni , gerçekten eminmisin gerçekten hafif ve  gerçekçi, dokunuslarımı üzerinde istiyor musun diyorum? Emin olmasından şüphesiz ;heyecanla bekliyor. Ve.. ve ben diyorum ki.. Gerçekler acıdır , hafif olan dokunuşlarım belki bir gün sanada ağır gelecek ve belki bu başlayınca sonsuza kadar devam edecek ve sana hep, hep zarar verecek… Olmaz dedi. Bana bir şey olmaz. Sen doğruları söylediğin , gerçekleri yazdığın sürece ben sana bir şey diyemem bağıramam , yazdıklarını örpas edemem , hee acı çekermiyim elbet çekerim ama hak ederde çekerim.AH! bir de acıyı da hak etmek vardır bilir misin ? Aa.. evet derim acıyı da hak etmek vardır. Neden mi gerçek bir dostun varsa yanıbaşında. Başbaşayken sana kızacaktır. Yanlışlarını gördüğünde sana doğruyu anlatacaktır. Evet sana biraz acı gelebilir ama eğer dostun varsa acıda çekeceksin yazdıklarında ve, söylediklerinden ötürü. Bence  bundan acı da duymalısın sonu mutluluktur çünkü Dostun var daha neyin nicesi olabilir ki. Dostun yoksa bu acı nasıl sezeceksin , mutluluğa nasıl erişeceksin , yanlışlarını doğrulara , mutsuzluğunu mutluluğa nasıl çevireceksin. Dostun varsa Kardeşim ; sana dokunuşunu da , sana öfkesini de yansıtacak ama sana sevgisini, sıcaklıgını yeri geldiğinde kızgınlıgını  belli edecek. Dostun varsa sen ,sen Arkadaşım çok şanslısın hatalarını örtmende ve hatalarını düzeltmende yardımcı bir kişi var demektir. Dostun varsa çoğu zamanlar sende varsın demektir. Bir sert dokunuş yetmelidir bazı zamanlar. Ona olan güvenini hissetmek varlığından haberdar olmak güzeldir kardeşim.
     Dostlarınız var ise hayata bir daha kine daha çok gülümseyin. Çünkü onlar dertleriniz birazda olsun sizlerden alacaktır ve dertleriniz hafifleyecek daha huzurlu oalcaksınız. Dost nedir bilir misiniz ? Sizin yerinize düşünen , sizin dertlerinize ortak olan hatta bazen dertlerinizi tamaı ile alıp kendi derdiymiş gibi oturup dert yakınandır. Acı gününde , zor anınızada yanınızda olarak , sizin derdinizi hafifleten kişidir.
         Siz siz olun sizi sizden fazla düşünen biri olduğu sezdiğinizde ona güveniniz tam olsun. Fakat herkese aldanmayın. SAYGILAR…
         Heeee .. Birde farkettiniz mi Klavye bile bazen dillene biliyor yeter ki duyguları hissederek ve içtenlikle yaşayın. Bu bir oyuncak aynız bile olabilir. Dostunuz illa insan olmayabilir. Esen kalın…
                                           İnsanlara samimiyenizle      yaklaşın; Eğer sizi yapmacık buluyorlarsa , bilin ki onlar insanlıktan anlamıyordur.                                            
                                                                                                                    ECEM YILDIZ
                                                                                                          20/11/2010

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YIPRANMIŞ AŞKLAR

Sıkıntılı yılların verdiği bir birliktelik ile ummadığın yerden gelen ses  Sessizce bir çırpınışın gizemi ile uyanırsın sabaha ve ..  Ve yine aynı kavga ve yine aynı çırpınış içinde uyanmak sabaha.  Ne acıdır aslında.. … Anlatmak istediklerini doğru bir şekilde ifade edememek sevdiğine, Anlaşılamamak gün geçtikce içten içe acı çekerek Geleceğe dair umutsuzca yola çıkmak Bir nevi verilen sözlerin arkasında kalamama.. … Nelerin getireceğini bilmeden hayatın ortasına olta atmış Beklemekten başka bir şey değildir yıpranmışlık Sadece aval aval bakmak çoğu zaman.. Kendini anlatamamak… …  Duygusal bağların git gide kopması şimdi.  Ellerin kelepçelenmiş .. ne farkı varki?  Konuşamamaktan anlatıp da anlaşılmamanın….  Ne kadar dil döksende , ne kadar karamsarlığa düşssende  Anlaşılabilmek için yıpranmıştır aşk…        Kıvranarak daha nereye kadar sürdürebilirsin , zamanını çalmak...

KÜÇÜKLÜĞÜMDEN BERİ

Kırmızı renkte bir bisikletim vardı önceleri Zevk ile biner eğlenirdim Herkes imrenirdi o zamanlar Bir iç çekerdi arkadaşlarım Can atarak izin isterlerdi benden Bir tur atabilmek en büyük zevkleriydi. Kiminin hali vakti yerinde değildi Ve ben paylaşmayı severdim küçüklüğümden beri Güler yüzle istenilen arzuları yerine getirirdim En önceleri, hep kırmızı bir bisikletim olsa diye Hayalini kuran benden bir yaş küçük olan  ALİ’ ye  içtenlikle verirdim o küçük kırmızı bisikletimi Yüzü öyle güzel gülerdi ki, anımsardım O gülüşleri küçüklüğümden beri Severdim insanları , sayardım şimdi ki gibi Tebessüm ederdim etrafa anımsardım benden güçsüzleri Ve hep derdim ki, şimdi  olduğu gibi Benden ve bizden güçsüzleri güçlü kıl yaradan Duamı esirgemezdim  küçüklüğümden beri Anımsarım güçsüzü,yetimi . Kırmızı renkte bisikletim vardı önceleri Belki de hayatımda o sağladı başarılı olabilmemi İnsanları sevmeyi, insanları saymayı o öğretti En önemlisi paylaşımcı olmayı o öğretti ...

KAR’A ÖZLEM

Özlemini duyduğum o kar yağmıyor şimdi Şubat’ın son haftasında oynadığım kar ‘ın Ahenk uyandırışı kalmış sadece aklımda Göz alıcı beyazlık yok artık etrafta Farklı iklimlerin içerisinde kalmak Çoğu zaman eksiklik katıyor hayatıma Oysa daha on beşimdeyken ben Ne kardan adamlar , ne kar topları yapardım Her yer cıvıl cıvıl çocuk sesleri ile doluydu Memleketin o soğuk gecelerde   verdiği Sıcacık duygu bambaşkaymış oysa… Kış mevsimini fazla yaşamayan yerdeyim şimdi Taa.. on yedimde gelmişim Eksikliğini keşfettiğim kar’ın Yokluğu farkediliyor, yaşayışımda Önceleri bulutların yağdırışı kar’ı İzlettirişi ,ve mana bulmak Yere dökülen her kar tanesinde Cama baktığında, buğulanan bir düş Elini attığında; tertemiz bir sayfa Tadamıyorum bunları şimdi Eksiklik var yaşamımda sanki Buğulu bir cama sevdiğinin adını yazmak misali Ya da arkdaşına şakacık yapmak için Atılan bir kar topu ; özlemim şimdi Kıbrıs’ın bende eksikliğini hissettiğim yanı Özlemini duyduğum yağmayan o kar’ı   ...