Ana içeriğe atla

MARATONA KOŞAN ADAM (fıkra)

Bilinmedik bir yola baş koyan köylü bir adam ; ne yapacağını bilmeksizin bir yola çıkmıştır ve başına neler geleceğini umursamaz bir şekilde kendine yol çizmektedir.
  
     Bir gün; Adam düz bir yolda yürümeye karar verir. ( Adam 65 yaşındadır) Her yürüdüğünde şöyle bir ve yahut 2 kilometre yürüyen bu adam gün geçtikçe; gün içerisinde  aynı saatte yürümeye karar verir ve aklına bir düşünce gelir ; Madem ben hergün yürüyorum ve her gün bir , iki kilometre yolu rahatca kat edebiliyorum neden ben bu yolu birkaç kilo metre daha uzatmıyorum diye düşünür. Sonunda her gün yarım kilometre kadar  yürüyüş mesafesini uzatır.Sonunda adam rahatça günde beş kilo metre yolu güzel bir şekilde yürümeye devam eder. Adam yürüdüğü günün akşamında bir tabela görür tabii ki ilk başta bu tabelayı önemsemeden yoluna devam eder. Ve dur bakım der ; renkli bir tabela olması onun dikkatini çekmesini sağlamıştır. Bu sebebten birkaç geri adım attıkdan sonra tabelaya bakmıştır. Tabelada köy içerisinde yapılacak küçük bir koşu düzenleneceğini okıuyan adam. Neden ben katılmayayım ki bu koşuya ödülüde varmış. Belki birinci gelebilirim diye düşünür. Yol boyunca bu fikir aklından çıkmaz ve kendince şöyle der; Ben zaten aylardır yürüyüş yapıyorum antremanım var sayılır. Koşu günü yaklaşana kadar tempomu arttırabilrim der. Bir gün olur , 2 gün olur ve koşu günü yaklaşır adam kendini gayet din.ç ve hazır hisseder.
  Köydeki koşu günü geldiğinde adam kendini koşu yapılacak alanda bulur. Ve koşu ya katılan yarışmacıların hepsinin genç delikanlılar olduğunu farkeder. Bir ara bu koşuya katılmaktan vazgeçmeyi bile düşünmüştür. Fakat daha sonra adama öylebir cesaret gelmiştir ki  adam ben bu işi başaracığım. Ben onca delikanlıya taş çıkarırım. HHEEEYT BE!! Diyerek kendini cesaretlendirmiştir. Koşu anı başladığında adam heyecanlanmış , dudakları kurumuş bir şekilde başlangıç noktasında beklemektedir. Eeee.. tabii ki bu yarışmaya ailesinden habersiz katılmaktadır. Neden mi? Çünkü ailesi bu yarışmaya katılmasını istememktedir. Adam kalp ve tansiyon hastasıdır. Ailesinin istemeyeceğini düşünerek bu işi gizli yapmaktadir. Yarışınb başlamasına son 15 dakika kalmış ve adamın dili damağı kurumuştur. Yanında ailesi olmadığından dolayı ona su verecek kimsecikler yoktur.
    Yarış başlamıştır ve yarışa üçüncü başlayan kişi olmuştur. Yarışın heyecanı ve adrenalini gittikçe yükselmekte adamda temposunu git gide arttırmaktadır. Yarışın birmesine son bir denemeç kalırken ve adam yarışı 2.lik ile bitirmeye hazırken bir anda adamın kalbi sıkışır ve yere yığılır. Adam onca mudahaleye dayanamamış ve bedeni orada kalıvermıiştir. Ailesi bin perişan olan bu adam artık hayatta yoktur. Bir heves uğruna canından olan bu adam artık dünyaya geri dönemeyecek ve sadece yürükmekle yetinmeyi bilemeyecektir.

      Siz siz olun bir şeyi ne kadar çok isterseniz isteyin eğer durumunuz el vermiyorsa bırakın, işi bu kadar çok üstelemeyin. Ya canınızdan olursunuz yada var olanın elinizden gitmesine sebebiyet olursunuz.  Yetinmeyi ve küçük seyler yapıp onlardan mutlu olmayı bilmelisiniz.
                                                                                                                                  

                                                                        ECEM YILDIZ
                                                 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YIPRANMIŞ AŞKLAR

Sıkıntılı yılların verdiği bir birliktelik ile ummadığın yerden gelen ses  Sessizce bir çırpınışın gizemi ile uyanırsın sabaha ve ..  Ve yine aynı kavga ve yine aynı çırpınış içinde uyanmak sabaha.  Ne acıdır aslında.. … Anlatmak istediklerini doğru bir şekilde ifade edememek sevdiğine, Anlaşılamamak gün geçtikce içten içe acı çekerek Geleceğe dair umutsuzca yola çıkmak Bir nevi verilen sözlerin arkasında kalamama.. … Nelerin getireceğini bilmeden hayatın ortasına olta atmış Beklemekten başka bir şey değildir yıpranmışlık Sadece aval aval bakmak çoğu zaman.. Kendini anlatamamak… …  Duygusal bağların git gide kopması şimdi.  Ellerin kelepçelenmiş .. ne farkı varki?  Konuşamamaktan anlatıp da anlaşılmamanın….  Ne kadar dil döksende , ne kadar karamsarlığa düşssende  Anlaşılabilmek için yıpranmıştır aşk…        Kıvranarak daha nereye kadar sürdürebilirsin , zamanını çalmak...

KÜÇÜKLÜĞÜMDEN BERİ

Kırmızı renkte bir bisikletim vardı önceleri Zevk ile biner eğlenirdim Herkes imrenirdi o zamanlar Bir iç çekerdi arkadaşlarım Can atarak izin isterlerdi benden Bir tur atabilmek en büyük zevkleriydi. Kiminin hali vakti yerinde değildi Ve ben paylaşmayı severdim küçüklüğümden beri Güler yüzle istenilen arzuları yerine getirirdim En önceleri, hep kırmızı bir bisikletim olsa diye Hayalini kuran benden bir yaş küçük olan  ALİ’ ye  içtenlikle verirdim o küçük kırmızı bisikletimi Yüzü öyle güzel gülerdi ki, anımsardım O gülüşleri küçüklüğümden beri Severdim insanları , sayardım şimdi ki gibi Tebessüm ederdim etrafa anımsardım benden güçsüzleri Ve hep derdim ki, şimdi  olduğu gibi Benden ve bizden güçsüzleri güçlü kıl yaradan Duamı esirgemezdim  küçüklüğümden beri Anımsarım güçsüzü,yetimi . Kırmızı renkte bisikletim vardı önceleri Belki de hayatımda o sağladı başarılı olabilmemi İnsanları sevmeyi, insanları saymayı o öğretti En önemlisi paylaşımcı olmayı o öğretti ...

KAR’A ÖZLEM

Özlemini duyduğum o kar yağmıyor şimdi Şubat’ın son haftasında oynadığım kar ‘ın Ahenk uyandırışı kalmış sadece aklımda Göz alıcı beyazlık yok artık etrafta Farklı iklimlerin içerisinde kalmak Çoğu zaman eksiklik katıyor hayatıma Oysa daha on beşimdeyken ben Ne kardan adamlar , ne kar topları yapardım Her yer cıvıl cıvıl çocuk sesleri ile doluydu Memleketin o soğuk gecelerde   verdiği Sıcacık duygu bambaşkaymış oysa… Kış mevsimini fazla yaşamayan yerdeyim şimdi Taa.. on yedimde gelmişim Eksikliğini keşfettiğim kar’ın Yokluğu farkediliyor, yaşayışımda Önceleri bulutların yağdırışı kar’ı İzlettirişi ,ve mana bulmak Yere dökülen her kar tanesinde Cama baktığında, buğulanan bir düş Elini attığında; tertemiz bir sayfa Tadamıyorum bunları şimdi Eksiklik var yaşamımda sanki Buğulu bir cama sevdiğinin adını yazmak misali Ya da arkdaşına şakacık yapmak için Atılan bir kar topu ; özlemim şimdi Kıbrıs’ın bende eksikliğini hissettiğim yanı Özlemini duyduğum yağmayan o kar’ı   ...